Eğitim-Bir-Sen 57. Başkanlar Kurulu Toplantısı, 7. Dönem Toplu Sözleşme gündemiyle EBS Otel Ankara’da yapıldı. Eğitim, öğretim ve bilim hizmet kolunun 2024-2025 yıllarını kapsayan mali, sosyal, özlük haklarına ilişkin toplu sözleşme tekliflerine son şeklinin verildiği, toplu sözleşme sürecinde izlenmesi tasarlanan yol haritasıyla ilgili istişarelerin yapıldığı toplantıda, eğitim çalışanlarının sorunları ve çözüm önerileri de görüşüldü.
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Kamu İşveren Heyeti’nin, enflasyonla mücadele, ekonomik sorunlar, bütçe kısıtları ve kamu maliyesi gerekleri mazeretini ileri sürerek kamu görevlilerinin özlük haklarına ilişkin taleplerine duyarsız kalmaması çağrısında bulunarak, toplu sözleşme sürecinin kısa bir zaman dilimine sıkıştırılmış olması nedeniyle taleplerin sağlıklı bir müzakere ve değerlendirme süzgecinden geçirilmediğini, gerekçesinden bağımsız olarak pek çok talebe duyarsız kalındığını, bu nedenle kamu işvereninin talepler kendisine ulaşır ulaşmaz ilgili bakanlık yetkilileriyle birlikte istişare ve değerlendirmeye hemen başlaması gerektiğini söyledi.
Toplu sözleşmenin, refahın adil paylaşımı fırsatı olarak görülmesi gerektiğini belirten Yalçın, “Bunu ispatlayacak bir anlayış ve içerikle hareket edilmelidir. Kamu görevlilerinin, eğitim çalışanlarının ücretlerinde yapılacak iyileştirmeler bütçeye yük olarak görülmemelidir” dedi.
Ücret skalasındaki bozukluğun, personel sistemi içerisindeki hiyerarşik çarpıklığın ve kamuda huzursuzluğa neden olan diğer sorunların doğru analiz edilmesi, buna göre hazırlık yapılması ve toplu sözleşme masasının çözüm masası olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen Yalçın, “İçinde bulunduğumuz enflasyonist ortam, en çok ücretli kesimleri olumsuz etkilemektedir. Son zamanlarda yapılan ücret artışları yerinde ise de kaybı karşılamaktan, alım gücünü ikame ve idame etmekten uzaktır. KDV, ÖTV gibi dolaysız vergilerdeki artışlar bütün gider kalemlerine fazlasıyla yansıtılmakta, fiyatları artırmaktadır” şeklinde konuştu.
Enflasyon baskısı nedeniyle oransal zammın direncinin azaldığını kaydeden Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enflasyon, ne yazık ki bizim aldığımız oransal zammı kısa bir sürede eritiyor. Bu nedenle, oransal zam ve enflasyon farkının yanı sıra, refah payını da mutlaka talep edeceğiz. Kamu görevlilerinin ücretlerini ve çalışma şartlarını iyileştirmek adına elde edeceğimiz diğer mali ve özlük hakları da en az oransal zam kadar kıymetli görüyoruz. Toplu sözleşme masasındaki mücadelemiz, kamu görevlilerinin en yüksek faydayı elde etmesi, memnuniyetinin artması için olacaktır.”
“Eğitim çalışanlarının mali ve sosyal haklarının geliştirilmesinin ve mevcut sorunlarının çözülmesinin, ülkemizin kalkınmasında anahtar faktör olan eğitimin kalitesinin artırılmasında başat etken olduğu unutulmamalıdır” diyen Yalçın, “ Toplu sözleşme sürecinde Kamu İşveren Heyeti bu eksende adım atmalıdır. Eğitim çalışanları yük değil, güç olarak görülmelidir. Eğitim çalışanlarının taleplerine duyarsız kalınmasının, üstesinden gelinemeyecek toplumsal maliyetlere neden olunacağı bilinmelidir” ifadelerini kullandı.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun, kamu görevlilerinin mali, sosyal, özlük haklarının korunması ve geliştirilmesi, çalışma şartlarından kaynaklanan sorunlarının toplu pazarlık masasında çözümü konusunda yetersiz kaldığının görüldüğünü dile getiren Yalçın, “Sendikal hak ve özgürlükler ile örgütlenme ve toplu pazarlık hakkının, ILO ve uluslararası hukuk normları ekseninde, emeğin değeriyle ve akıtılan terle uyumlu hâle getirilmesi amacıyla 4688 sayılı Kanun’da kapsamlı bir değişiklik yapılmalıdır” diye konuştu.
Genel Başkan Ali Yalçın, toplu sözleşme tekliflerini Pazartesi günü açıklayacaklarını, akabinde de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na teslim edeceklerini sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından söz alan şube başkanları, gündeme ilişkin görüş ve önerilerini dile getirdiler.